İletişimin Gücü: “İnsan İnsana” Ne Kadar İnsancıl?

İletişimin Gücü: “İnsan İnsana” 

Bizler doğamız ve yaratılışımız gereği iletişim kurarak birbirimizi anlamaya çalışırız. Fakat bu karşılıklı ilişkiyi ne ölçüde doğru yaptığımız tartışılır. İletişim eğitimi alan bir insan nasıl iletişim kurması gerektiğini bilir, bilmelidir.

İletişimde en temel unsur, mesajı karşıya iletmek ve mesaj karşıya ulaştığında bir geri bildirim sağlanmasıdır. Peki, biz bunun ne kadarını doğru yapıyoruz. Sorun sadece mesajı iletmek de değil. Mesajı nasıl ilettiğimiz (üslup), nasıl bir tavırla ilettiğimiz, karşı tarafın bunu nasıl algıladığı, bizi gerçekten dinledi mi? Gibi birçok soruyu oluşturuyor.

Kişinin karşısındaki insanla nasıl bir üslupla iletişim kurduğu, karşıdaki kişinin nasıl bir tavırla veya  üslupla yanıt vereceğini şekillendiriyor. Yargılayıcı, üstten bir tavırla iletişim kuruyorsak, iletişim kurduğumuz kişi de bu duruma göre savunmacı bir tavırla yanıt verecektir.

Eşit bir ortamda eşit bir şekilde iletişim kurduğumuzda karşı taraf başka bir şey düşünmeden rahat ve kolay bir şekilde iletişim kuracaktır. Burada önemli olan karşınızdaki kişiye eşit olduğunuzu hissettirmenizdir.

İletişime açık ve kapalı olmak da bir o kadar etkiliyor. Eğer siz kapalıysanız belli bir seviyeden sonra iletişim kurmadığınız için karşınızdaki kişiyle iletişiminiz biter. Eğer açıksanız kendinizi anlattığınız ve iletişim kurduğunuz için iletişiminiz devam eder. Üslup kadar aslında bu da önemlidir.

Genel olarak baktığımızda karşımızdaki kişiyle iletişim kurarken açık mıyız kapalı mıyız, nasıl bir şekilde karşımızdaki kişiyle iletişim kuruyoruz (yargılayıcı mı, soru sorarak mı, anlayarak mı) gibi sorular önemlidir. Tüm bunlara yanıt bulup eksik taraflarımızı geliştirebilirsek iletişim sorunu ortadan kalkacaktır.

İletişim sorunu sadece iletişimi ilk başlatandan dolayı oluşmuyor. Karşımızdaki kişi bizi gerçekten dinliyor mu, bizi gerçekten anladı mı gibi sorular da bir o kadar önem taşıyor. Bu sorular karşı taraftan geri bildirim geldiği sürece ortadan kalkmasıysa iletişimin gücünü ve yetkinliğini gösteriyor.

Bana göre karşımızdaki ya da karşımızdakilerle sorun yaşamamızın en büyük nedeni iletişimsizlik. Yukarıdaki nedenler gibi daha birçok neden var iletişim sorununa neden olan, fakat karşımızdaki kişinin de bizi dinlemesi, anlaması ki anlamadığı noktada sorarak ya da anladığı kısım ile ilgili geri dönüş sağlarsa anlatılmak istenen daha net anlaşılacak ve yanlış anlamalar ortadan kalkacaktır. Bizler çoğu zaman bunların hiçbirini yapmıyoruz. Karşımızdaki kişinin anlattığı şeyi kendimizce anlayarak ya karşımızdakine kırılıyoruz ve yanıt vermiyoruz ya da karşımızdaki kişiyi dinlemek ve anlamak istemiyoruz. Herkes birbirine açık olsa, dinlese – gerçekten dinlese- kendini anlatmasına izin verilse ve aradaki boşlukları birbirlerine sorarak iletişimlerine devam etseler iletişim sorunu diye bir şey kalmayabilir.

Çoğu kişi tartışmaların yıkıcı olduğunu ve karşısındaki kişinin kendinden uzaklaşacağını düşünerek tartışamlardan kaçar. Fakat tartışmaların da iletişimde var olduğunu bilmek ve birbirini anlamak için önemlidir. Tabii bu tartışma ‘yıkıcı’ değil ‘yapıcı’ bir tartışma ise. Yıkıcı tartışma yerle bir etme üzerinedir ki herkes bunda hemfikirdir. Yapıcı tartışma da ise ana sorunu anlamaya ve çözüm bulunmaya çalışılır. Ayrıca ‘sen’ dili suçlayıcı bir ifade olduğu için tartışmalarda, yapıcı tartışmalarda kullanılmamalıdır. Karşı taraf tartışmalarda kullanılan ‘sen dilini’ yanlış anlayarak kendini savunmaya geçecek ve saldırgan bir üslupla karşılık verecektir. Bunun olmaması için her iki tarafında birbirini anlayarak iletişim kurması en doğrusu olacaktır.

Ne yazık ki bunların hiçbirini yapamıyoruz. Kendi düşüncelerimiz, hislerimiz vs. önüne geçiyor. Kafamızda dolaşan düşüncelerden ya da kendi içimizde yaşadığımız hislerden karşımızdaki kişiyi gerçekten anlıyor muyuz ya da anlamak istiyor muyuz, bu tartışılır. Fakat soru sorarak tam olarak ne denildiğini anlamaya çalışarak iletişim sorunu en aza indirgeyebiliriz. Ama bu kısımda en önemli kısım ilk önce üslup ve karşımızdakine saygılı bir şekilde yaklaşmaktır. Yoksa iyi bir şey de söylesek üslup ve saygı olmadığı sürece yapılan hiçbir şeyin önemi kalmıyor.

İletişimin Gücü: “İnsan İnsana”

Özetle; üslup ve birbirimizi dinlemek kadar, karşımızdaki kişiye saygılı olmak da önemli. Tüm bunlar olduğu müddetçe iletişim sorunu yaşanmaz denilemez ama çok çok iyi kaliteli bir iletişim kurulabilir.