Dijifabrik logosu.

Markalaşma Sürecinde Logo

Bir şirket ya da işletme, adına ve markalaşma sürecine önem vermeli; logo ve markalama süreci hikayenin bütününü oluşturan önemli parçalardır. Bu süreci iyi yöneten markalar pazarda kendine yer edinebilirken iyi yönetemeyen markalar yenilenmek ya da hikayesini değiştirmek zorunda kalır.

Marka kimliği oluştururken altında güçlü bir sebep ve strateji olan tasarımlar sadece görsel tasarım olmaktan çıkıp başarılı bir kimliğe dönüşür. Logo tasarımı, üzerine düşünülmeden, hikayeyi anlamadan başlanılacak bir süreç değildir. Tasarım yapılırken markanın vizyonu, değerleri, işi ve marka hikayesi tasarımcıya önemli bir yol gösterici olacaktır. Logoyu logo yapan sadece görseli, yazı karakteri ya da sesi değildir; içerisinde verilen mesajlar da bütünlük için önemlidir. Örneğin, Discovery logosunda “c” ve “o” harflerinin yan yana tasarlanışı sonsuzluk mesajı vermektedir. Bu logo sadece düz bir fontla hazırlanmış olsaydı hiçbir özelliği, kimliği olmayacaktı. Logoda seçilen renkler, tasarlanan fontlar ve sesler markanın kimliğini oluşturarak tasarımın akılda kalıcı olmasını sağlar.

Bu nedenle tasarım sürecinde:

Marka konumlandırma mesajını iyi taşıyabilmesine,

Markanın kişiliğine uygun olmasına,

Tüketici ile iletişim sürecinin başlatılmasına,

Akılda kalıcı olmasına,

Bir anlamı olan ve diğer markalardan ayırt edici özelliğinin olmasına,

Başka bir dilde uygunsuz anlam taşımadığına dikkat edilmelidir.

Son madde hakkında kısa bir örnek vermek gerekirse, yakın zamanda bu durumu Eti’nin ürünü Negro’da görmüştük. Ürün, adını İspanyolcada siyah anlamına gelen Negro kelimesinden aldı. Fakat zaman içinde Negro kelimesi ayrımcı bir anlam kazandı. Tüketici bu kelimeyi, insanları ten rengine göre sınıflandırmak amacıyla kullanmaya başladığı için Eti, Negro ismini Nero olarak değiştirdi.

Bu süreçler yeteri kadar önemsenmediğinde ya da iyi yönetilemediğinde markaların hikayesi olumsuz etkilenmektedir. Markalaşma sürecini iyi yürüten markalardan örnek vermek gerekirse Windows’un açılışındaki müzik sesini buna örnek gösterebiliriz. O sesi duyduğumuzda Windows olduğunu biliyoruz. Aynısı Nokia için de geçerli. Bu örneklere Coca-Cola, Apple, McDonald’s, Toyota gibi markalaşma sürecini başarılı yöneten isimleri de ekleyebiliriz.

Sonuç olarak, markalaşma sürecinde marka kimliğinizi ve markanızı konumlandırmak istediğiniz yeri iyi belirlemeniz gerekiyor. Bu doğrultuda markanızın sahip olduğu iş kriterleri, vizyonu, değerleri ve hikayesi süreci oldukça etkiliyor. Tüm bu süreçlerin sağlıklı ve başarılı yönetilmesinin ardından iyi bir portföye sahip tasarımcıyla ya da sermayeniz varsa bir ajansla çalışmak en doğru yol olacaktır. Tasarlanan marka logosu, kurumsal kimlikte yer alan kartvizit, fatura, web sitesi, katalog ve görsel tüm malzemelerde kullanılacak materyaller süreci olumlu ya da olumsuz etkiler. Markalaşmayı iyi yürüten markalar, müşterilerde – tüketicilerde marka bilinirliği oluşturarak akılda kalıcı olmaktadır.